Bağlı ilişki ile bağımlı ilişki çoklukla karıştırılır. Bağlı ilişki ile bağımsız ilişkinin arasındaki fark, birinin sağlıklı diğerinin sağlıksız ilişki olmasıdır. Bağımlı ilişki için anne ile bebeğin göbek bağının ruhsal olarak kopmaması da diyebiliriz.
Anne çocuk arasındaki ipler zamanında bırakılmalı
Yetişkin, görünmeyen iplerle annesine bağlıdır. Kendinizi gövdenizden, boynunuzdan, el ve ayaklarınızdan annenize bağlanmış olarak düşünün. Çocuk küçükken annenin her yerinden iplerle bağlıdır. Sağlıklı bir ilişkide çocuk büyüdükçe anne de ipleri yavaşça gevşetmeye başlar. Kendi kararlarını alabilen bir birey, annenin bu ipleri tek tek bırakmasıyla oluşur. İplerin zamanında gevşetilerek bırakılmaması sonucu, yetişkin kişi duygusal dünyasında ebeveyninden bağımsız bir birey olamaz.
Gözle görünmeyen bu bağ, kişinin duygusal hareket kabiliyetini kısıtlar, bağımsızlaşmasını engeller. Oysaki fiziksel gelişiminde bebek anne rahminden çıktıktan sonra, zaman içinde bağımsızlaşır ve bu durum çocuğu nankör yapmaz. Tam tersi sağlıklı bir şekilde gelişimini tamamlaması için, anne tarafından teşvik edilir. Kendi başına yürümesi, yemek yemesi, dışarıya çıkabilmesi sağlanır. Dominant bir yapıdaki anne çocuğun kendi seçimlerini yapmasını ve küçük kararlar alabilmesini yani ruhsal anlamda gelişmesini ve özgürleşmesini engeller.
Anneye bağımlı çocuğun özgüveni gelişmiyor
Yetişkin olan kişi bedenen büyümüştür ama içeride özgüveni gelişmeyen bir çocuk yatar. Annesine bağımlı olduğu sürece, kendisinin güvende olduğunu düşünür. Hâlbuki artık çocuk değildir ve yetişkinlerin dünyasında rolleri ve görevler vardır. Bu yüzden bir çelişki başlar. Kendi hayatını yönetebilmek ve kendi kararlarını alabilmek için bu bağdan kurtulması gerekir. İçinde her zaman başka şeyler yapmak isteyen bir taraf vardır ve o sesi susturmak için çok çaba harcar.
Yanlış olanın kendi fikirleri olduğunu düşünür. Bunun sebebi annenin desteklememesi, beğenmemesi, onaylamamasıdır. Fakat ipleri bırakırsa annesini bırakmış gibi hissettiğinden de ipleri bırakamaz. Çünkü çok küçük yaşından beri annesine ruhsal olarak bu iplerle bağlıdır. Bunun en iyi örneği fillerle yapılan çalışmadır. Filler daha yavruyken kalın bir zincirle bacağından bir direğe bağlanır. Önceleri yavru kaçmaya çalışır. Ne kadar uğraşırsa uğraşsın ne zinciri koparabilir ne de direği yerinden oynatabilir. Fil yavrusu ayağında zincirle büyür ve kaçamayacağını kabullenir yani özgürlük kavramını yitirir. Fil büyüyünce ayağındaki zinciri kolaylıkla koparabilecek bir güce ve cüsseye gelmiştir. Kurtulabilecek olmasına rağmen algısına yerleşmiş olan düşünce onu engeller ve zinciri kırmaya yeltenmez.
Birey ailesine bağlıdır ama bağımlı değildir
Kendi evinde yaşayan, düzenini kurmuş, işi olan, maddi olarak da bağımsız otuz beş yaşında bir yetişkin hayal edin. En ufak bir kararında onay için şehir dışında yaşayan annesini arıyor. Gece dışarı çıkmasından rahatsız olan annesini üzmemek için akşamları işten eve erken geliyor. Annesi istemediği için tatil planı yapmıyor ve annesi onaylamadığı için sevdiği erkek arkadaşından ayrılıyor. Birey olarak bağlı ilişki içinde olmak, anneye ya da babaya saygısız olmak demek değildir. Kendi başına karar verebilme yetisi ve onları uygulayabilme gücüdür. Birey ailesine bağlıdır ama bağımlı değildir. Annenin tavsiyelerini dinleyebilir ama bu tavsiyeleri emir olarak almaz bu tavsiyelere uymadığı için vicdan azabı duymaz. Verdiği kararları sadece kendi aklı ve değer yargılarıyla alır bu yüzden de verdiği kararların sorumluluğunu alır.
Bağımlı ilişki sağlıksızdır
Bağlı ilişki sağlıklıdır, kişiyi birey yapar. Bağımlı ilişki sağlıksızdır ve kişinin kendi hayatını yaşamasını engeller. Eğer siz de, ne yaparsanız yapın aileniz için yeterli gelmediğine inanıyorsanız, kendi hayatınızdan önce annenizin hayatını yaşıyorsanız, süregelen bir hastalıkları olmadığı halde, sürekli onlardan birini kaybetme korkusu yaşıyor ve bu korku yüzünden hayatınızı aksatıyorsanız, ailenize karşı vicdan azabından kurtulamıyorsanız bağımlı ilişki içindesinizdir. Bunun getirisi olarak fedakar, kendinden önce başkalarını düşünen, hayır diyemeyen, özgüven sorunu olan, kendine değer vermediği için kendini de sevmeyen bir yetişkine dönüşmüşsünüzdür. Kişisel gelişim seansları ile birey olmanın kapısını açabilir ruhunuzu özgürleştirebilirsiniz.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder