Ege Üniversitesi Tıp  Fakültesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr.  Raşit Vural Yağcı, annenin bebeğiyle sevgi bağı kurabilmesi için en iyi iletişim  yolunun emzirme olduğunu belirterek, "Annenin severek emzirmesi demek çocuğuyla  bir muhabbet iletişim kurması demektir. Bebek bu iletişimden son derece  etkilenir" dedi. 
 
Yağcı, AA muhabirine yaptığı açıklamada, emziren annenin bebekle temas  kurmasının çok önemli olduğunu belirtti. 
 
Annenin bebekle konuşur gibi olması gerektiğine dikkati çeken Yağcı,  "Bebek 9 ay boyunca içeride annesinin kokusunu ve kalp sesini beynine kaydederek  yaşar, doğduktan sonra içerideki o kokuyu ve kalp sesini arar. İyi göremediği ve  duyamadığı için emzirirken hem o kokuyu duyar hem kalp sesini duyar ve kendini  anne karnındaki güvende hisseder" diye konuştu. 
 
Yağcı, anne sütünün bir hazine olduğunu, bunun değerinin çok iyi  bilinmediğini belirten Yağcı, şöyle konuştu: "Anne sütü dünya var olduğundan beri insanoğlunun bilinen tarihi 200  bin yıldan bu yana dünyada hiçbir zaman değerini kaybetmedi. Aksine 200 bin  yıldır içinde fark edilmeyen bazı yeni yeni maddelerin insanoğlu için ne kadar  önemli olduğu iki binli yıllarda da saptanmaya başladı. Annelere bebeğin sadece  kilosu ve boyu ile ilgilenmeyip, anne sütünün bebeğin büyümesi dışında gelişecek  olan beyin, kalp, karaciğer, böbrek ve daha da önemlisi bağışıklık sistemi gibi  sistemlerinin gelişebilmesi büyüyebilmesi ve kalkınabilmesi için anne sütünün  içerisinde çok özel maddeler olduğunu bilmelerini isteriz. O nedenle çocuğum '50  gram 100-200 gram eksik aldı' diye anne sütünden vazgeçmesinler. Anne sütüyle  ilgili yanlışları varsa onları hekimler veya ebe hemşirelerden öğrenip  düzeltebilirler." 
 
Bebeklerin severek emzirilmesinin önemli olduğuna dikkati çeken Yağcı,  "Annenin severek emzirmesi demek çocuğuyla bir muhabbet iletişim kurması  demektir. Bebek bu iletişimden son derece etkilenir. Biraz burada bizim  eksikliklerimiz noksanlıklarımız var gibi. Onları düzeltmeye anne sütünü  tanıtmaya çalışıyoruz. Özetle Dünya sağlık Örgütü'nün dediği gibi ilk 6 ay sadece  anne sütü verilsin. Altıncı aydan sonra ek gıdalarla birlikte anne sütü azaltılıp  kesilmesin. Ek gıdaların hepsini birden vermeye çalışırsak süte yer kalmaz ve süt  kesilir. Anneler 6-24 ay arasında yani en az iki yıl anne sütüne devam etsinler"  ifadelerini kullandı. 
 
"Gereksiz antibiyotikler çocuğun bağışıklık sistemini tetikliyor" 
Emziren annelerin beslenme ve kullandığı ilaçlara da dikkat etmesi  gerektiğine vurgu yapan Yağcı, konuşmasını şöyle tamamladı:  "Anne sütü alırken bebeğin bağırsağında anneden normal doğumla geçmiş  olan faydalı bakterilerin ölümüne neden olabilen bazı maddelerle karşılaşmasını  istemiyoruz. Onların başında antibiyotikler geliyor. Antibiyotik gereksiz  kullanıldıysa çocuğun sindirim sisteminden geçerken bağırsaklarında yaşamakta  olan ve çocuğun sağlığı için hizmet eden birçok faydalı bizim probiyotik  dediğimiz bakterileri boş yere öldürüyor. İşte onların öldürülmesi çocuğun  bağışıklık sistemini gelişim basamaklarında yetersizlikler yaratıyor ve çocuğa  ileriye yönelik bazı hastalıklar için risk yaratıyor. 'Nedir onlar?' Şişmanlık,  birtakım tedavisi olmayan başta şeker hastalığı, kanser gibi veya tedavisi güç  olan hastalıklar için zemin hazırlıyor."