Yeni doğan bebeğine büyük bir özenle bakan, kendine vakit ayıramadığı gibi, uykusuz da kalan annenin şarkı söyleyip dans etmesi zor olsa da çok önemlidir. İlk aylarda bir annenin bebeği için yapabileceği en güzel şey, strese girmeden bol anne sütü miktarlarına ulaşmaktır.
Şarkı söyleyerek, doğru ve düzenli beslenerek, çevresindeki olumsuzlukları mümkün olduğu kadar önemsemeyerek. Bu konuda tabii ki eşlere ve aile üyelerine çok büyük görev düşmektedir!
İlk aylarda pek çok annenin depresif olması doğaldır, bu nedenle anneye karşı herkesin son derece anlayışlı olması gerekir.
Lohusa için besin önerileri
Loğusa her gün en az 3 litre olmak şartıyla bol sıvı almalıdır. Bol hoşaf ve komposto, böylece minerallerden zengin kuru kayısı ve kuru erik tüketilmelidir. Sabahları her gün bir yumurta şarttır, çünkü vücudun üretemediği ve de gıdalarla alınması gereken tüm protein öğeleri yumurtada mevcuttur. Peynir, reçel, bal, domates ve maydanoz sabah mönüsünün diğer unsurlarıdır.
Her gün et tüketilmelidir: balık, hindi, kuzu eti ihmal edilmemelidir.
Makarna ve abartılı olmayan miktarlarda yoğurt tüketilmelidir.
Üzüm, mandalina, armut, şeftali, kayısı, kiraz, maltaeriği, Trabzon hurması çiğ olarak bol miktarda tüketilebilecek meyvelerdir.
Salata olarak domates, marul, maydanoz, dereotu ve mısır tercih edilmelidir.
Taze fasulye, ıspanak, semizotu, kabak, bezelye, bamya ve enginar, bol bol tüketilmesi gereken sebzelerdir.
Hem annede hem de bebekte bağırsak gazı ve de kabızlık oluşmaması amacıyla annenin sakınmasını istediğimiz gıdalar şöyledir:
Öncelikle süt ve sütlü tatlılar (sütteki laktoza karşı hassasiyet varsa yoğurt ve peynir dahil), gazlı içecekler, alkollü içecekler, bakliyat, soğan, soya, turp, brokoli, her tür lahana, karnabahar, patlıcan; ayrıca elma, muz, karpuz, kavun, havuç, ramazan pidesi gibi mayalı hamurlar, kereviz ve salatalık.
Lohusa için şifalı ot tavsiyeleri
Geleneksel olarak loğusalara anne sütü çoğalsın diye düşünülerek çeşitli otlar tavsiye edilegelmiştir. Bol sıvı alması gereken loğusanın çemenotu (Trigoruella foenum-graecum) ve rezene (Foeniculum vulgare) içeren şifalı ot karışımları tüketmesi, anne sütü üretimini artırabilir. Granül şeklinde eczanelerde satılmakta olan bu karışım, eğer loğusada alerji ya da şeker hastalığı mevcut değilse günde 3-4 fincan miktarında önerilebilir. Isırganotu, rezene, kokusuz tablet şeklinde hazırlanmış sarımsak özü ve malt da loğusaların anne sütünün artışında fayda sağladığını ifade ettikleri bitkisel katkılara örnek olabilmektedir.
Çalışan anneler
Çalışan anneler, bebeklerine anne sütü vermeye devam edeceklerinden işyerinde anne sütü sağıp evlerine taşımak zorundadırlar. Öncelikle iş ortamı içerisinde düşüncelerin anne sütü üzerinde yoğunlaşması zorlaşacağından, annenin sütünü iş ortamında da düzenli sağması, prolaktin üretimini olumlu etkileyecektir. Sağılan süt bir biberon içerisinde bir buzdolabının normal rafında 24 saat süreyle durabilir. Akşam iş dönüşü anne sütü içeren biberon bir termos içerisinde taşınmalıdır. Biberonun üzerinde sütün sağılmış olduğu saat yazılı olmalıdır. Eve gelince biberon yine buzdolabının rafına konmalı ve sağılma saatini 24 saatten fazla aşmamak şartıyla bebeğe verilmelidir.
Uzun süreli saklanması planlanan anne sütü uygun saklama kaplarında derin dondurucuda 4 ay süreyle saklanabilir. Anne sütü derin dondurucudan çıkartıldığında oda ısısında çözdürülmeli, bir biberon ısıtıcısına yerleştirilerek uygun ısıya getirilmelidir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder