2 Temmuz 2015 Perşembe

Doğum lekelerine dikkat

DÜ Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Şenses: "Doğum lekeleri dört veya daha fazlaysa ileride nörofibramatozis dediğimiz hastalığa neden olabiliyor"

Doğum lekelerine dikkat
Düzce Üniversitesi  (DÜ) Araştırma ve Uygulama Hastanesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı  Öğretim Üyesi Prof.Dr. Dursun Ali Şenses, vücuttaki doğum lekelerinin dört veya  daha fazla olmasının "nörofibramatozis" adı verilen hastalığa neden olabildiğini belirterek, bu gruptaki bebeklerin doktor kontrolünde tutulması gerektiğini  söyledi. 
 
Şenses,  çoğu zaman tehlikesiz  görünen doğum lekelerinin yanında tehlikeli lekeler de bulunduğunu anlattı. 
 
Cilde rengini veren hücrelerden oluşan lekelere "pigmente", kan  damarlarının çoğalmasına veya genişlemesine bağlı olanlara da "vasküler"  denildiğini ifade eden Şenses, şunları kaydetti:  "Pigmente lekelerden bir tanesi benlerdir. Hepimizin vücudundaki renk  değişiklikleridir. Benler kahverengi ve siyah olabilir. Genelde bebeklerde küçük  olur. Küçük benlerin ileride tehlikesi yoktur. Kaybolmazlar, yaşam boyu devam  ederler. Bazı büyük benler var ki bunlar kanser gibi hayati risk taşıyabiliyor.  Doktor takibinde olması gerekir. Bir ailenin bebeğinde ben var, rengini çok siyah  buldu, onlara göre büyük geldi. Getirip doktora göstermesi, periyodik aralıklarla  takibe alınmasında fayda vardır. Sütlü kahve lekeler olabiliyor. Bebeğin  vücudunda sütlü kahve renginde lekeler görülebilir. Bunlar çoğunlukla bir-iki  tane olur. Yaşam boyu kalır ama hiçbir önemi ve zararı yoktur." 
 
 "Lekelerin sayısı fazla ise mutlaka kontrol edilmeli" 
Şenses, doğum lekelerinin fazlalığının dikkate alınması gereken bir  durum olduğunu dile getirdi.
 
"Doğum lekeleri dört veya daha fazlaysa ileride 'nörofibramatozis  (vücudun herhangi bir yerinde tümör gelişmesine zemin hazırlayabilen, kemik ve  cilt gibi dokuları etkileyebilen kalıtsal hastalık)' dediğimiz hastalığa neden  olabiliyor" diyen Şenses, şöyle devam etti:  "Dörtten fazla sütlü kahve renginde lekesi bulunan bebeklerin doktor  kontrolünde olması iyi olur. 'Nörofibramatozis' denilen hastalık, beyin  tutulmasına, gelişimsel geriliklere, çocuklarda nöbet geçirmelere neden  olabiliyor. Rahatsızlık ailesel olabiliyor. Ciltte ve beyinde küçük tümörler  yapabileceğinden ötürü bu tür bebeklerin takibi uygun olacaktır. Sütlü kahve  lekelerin büyümesi önem arz eder. İki lekeyle doğan çocukta lekelerin ileriki  dönemlerde dörde ve beşe çıkması, nörofibramatozis için önemli bir işarettir. 
 
Genellikle kuyruk sokumunda, bel bölgesinde ve kalçasında 2-3  santimetre büyüklüğünde, ara sıra daha büyük alanı kaplayabilen, mor, siyah  renkte cilt yüzeyinde düzgün lekeler olabiliyor. Bunlar sıklıkla Doğu Asya'da  görüldüğü için 'mongol lekeleri' adı verilmiş. Ülkemizde de sıkça görülen bu  lekeler omuzda da olabiliyor. Bu lekelerin hiçbir sakıncası yok. Birkaç yılda  kaybolurlar. Ara sıra ergenlik dönemine kadar sürdüğü görülmektedir. İyi huylu ve  kendiliğinden kaybolduğu için sakıncası yok." 
 
Hemanjiomlar kızlarda daha fazla görülüyor 
Şenses, damarsal lekelerin ise damarların artışından veya  genişlemesinden kaynaklandığını aktardı. 
 
Halk arasında "çilek" adı verilen "hemanjiomların" cilt yüzeyindeki  kırmızı kabarıklıklar ve derin tabakalarda mavi renkli kitleler şeklinde olabileceğine dikkati çeken Şenses, şunları belirtti: 
 
"Hemanjiomları kızlarda daha fazla görüyoruz. Bir zararı yoktur. İlk  yıl büyüme yapıyorlar. İlk yıldan sonra da küçülmeye başlıyorlar. Genelde de 10  yaşa doğru kayboluyorlar. Tedavi etmiyoruz. Bazı tedavi gerektiren durumları  olabiliyor. Yaşamsal tehlikeye sokabilecek bir bölgedeyse, örneğin boynun içinde  bir hemanjiom, solunum yollarına baskı yapıyor. Bu durumlarda ilaç tedavisine  başlıyoruz. Hemanjiomlar tümördür. İyi huylu, kendi kendine kaybolan ve  çocuklarda en sık görülen tümördür. Şanslı tarafımız iyi huylu olması ve kendi  kendine kaybolmasıdır." 
 
Somon, leylek ısırığı, melek öpücüğü 
Damar genişlemesi şeklindeki lekelerin ise "somon, leylek ısırığı ve  melek öpücüğü" diye nitelendiğini anlatan Şenses, bu tür lekelerin yeni doğmuş  bebeklerde çok sık görüldüğünü kaydetti. 
 
Şenses, sözlerini şöyle tamamladı: 
 
"En çok alında, kaşların arasında, göz kapaklarında ve ensede oluyor.  İyi huyludur, damar genişlemesine bağlı renk değişikliğidir. Somon renginde  olduğu için bu isim verilmiştir. Genelde küçük alan kaplarlar. Çoğu kendiliğinden  geçiyor. Ensede olanlar kalıcı olabiliyor ancak çocuğa tıbbi ve kozmetik açıdan  zarar vermiyor. Şarap lekesi ise en çok yüz bölgesinde oluyor. İkisi arasındaki  fark, şarap lekesi biraz daha büyük, sınırları belirsiz yani girintili çıkıntılı  olabiliyor. Mihail Gorbaçov bunun en güzel örneğidir. Şarap lekesi kalıcıdır ve  zararsızdır ancak bazı hastalıklarla ilişkili olabiliyor. 
 
Göz kapaklarını, yüzü ve alnı birlikte tuttuğunda, beyinde nöbetlere  sebebiyet veren, gelişim basamaklarında gerilik yapabilen bir hastalığımız. Şarap  lekesinde göz kapağı ve alın tutulduğunda doktora götürmekte yarar vardır. Gözde  görülen durumlarda göz doktoruna gösterilmelidir. Hemanjiomlarda yani çilek  lekelerinde yaşamsal yerler tutulduğunda tedavi gerekir. Bir de şarap lekesinde  bazı durumlarda gerekir." 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder