Uzmanlar, bebeklerdeki bağırsak düğümlenmesine karşı ebeveynleri uyarıyor. Bebeğin karnını çekerek ağlaması veya kusmasının bağırsak düğümlenmesi belirtisi olduğunu vurguluyor.
Çocuk cerrahisi uzmanlarından Op. Dr. Agil Abilov, çocuklarda bağırsak düğümlenmesi ve tedavi yöntemleri hakkında bilgi verdi. Bağırsak düğümlenmesinin 1 yaşın altında sık görüldüğünü ifade eden Abilov, “Halk arasında ‘bağırsak düğümlenmesi’ olarak da bilinen ‘invajinasyon’, bir bağırsak bölümünün diğerinin içine doğru girmesi sonucu oluşan bir bağırsak tıkanıklığı tablosudur. Yeni doğan döneminde nadirdir, çocuklarda en sık 6-10 ay arası gözlenir ve olguların yüzde 70’inde bir yaş altında tanı konmaktadır. Ancak her yaşta görülebilir. Karın ağrısı nedeniyle ameliyat edilen 1 yaş altındaki çocukların en önemli ameliyat nedeni bu hastalıktır. İnvajinasyon, aynı zamanda çocuklarda 6 ay-18 ay arası görülen en sık alt makattan olan kanama nedenlerinden de biridir.” dedi.
Belirtiler konusunda da bilgi veren Abilov, “Kolik ağrı: İnvajinasyonlu hastalardaki en önemli belirti karın ağrısıdır. Ağrının tipik özelliği kolik(kramp) tarzında olmasıdır. Kolik tarz ağrı genellikle 2-3 dakika kadar sürer. Bu dönemde bebek huzursuzdur, ağlar, ayaklarını karnına çeker ve spazm sonrası rahatlar. Bu ağrılar 20-30 dakikalık aralıklarla tekrarlar. Kusma: İnvajinasyonlu olgularda başta bir refleks olarak kusma gözlenebilir; ancak mide boşaldıktan sonra genellikle tekrarlamaz.Tanıda gecikilen olgularda tıkanıklığa bağlı safralı kusma geç dönemlerde ortaya çıkar. Kanlı gaita: Bu hastalarda en sık gözlenen belirtilerden biri de, genellikle çilek jölesi kıvamında tarif edilen makattan kanamadır. Hastalarda invajinasyonun ilk aşamalarında normal dışkı da olabilir.” ifadelerini kullandı.
Rahatsızlığın hissedildiği anda hemen doktora başvurulması gerektiğini belirten Abilov, “Karın muayenesinde bir kitlenin ele gelmesi ile tanı konabilir. Tanıda yardımcı olan, uygulaması en kolay yöntem ultrasonografidir. Ultrasonografik incelemede iç içe girmiş bağırsaklar görülebilmektedir. Eskiden tek tedavi yöntemi açık cerrahi olan invajinasyonda günümüzde farklı tedavi yöntemleri kullanılmaktadır. Özellikle erken tanı durumunda ve altta yatan başka hastalık olmadığında havayla redüksiyon yöntemi başarılı sonuçlar vermektedir. Bu yöntemde, ameliyathanede hafif bir anestezi ile skopi altında makattan özel bir sistem ile hava verilerek iç içe geçmiş bağırsaklar çözülür. Tecrübeli ellerde başarı oranı yüzde 90-95’leri bulmaktadır. Bu yöntem ile sonuç alınamayan vakalarda cerrahi girişim uygulanır. Tanı ve tedavi için geç kalınmış hastalarda, bağırsak kanlanması bozulabildiği için bağırsağın o bölümü çıkarılabilir.” diye konuştu.
Rahatsızlığın hissedildiği anda hemen doktora başvurulması gerektiğini belirten Abilov, “Karın muayenesinde bir kitlenin ele gelmesi ile tanı konabilir. Tanıda yardımcı olan, uygulaması en kolay yöntem ultrasonografidir. Ultrasonografik incelemede iç içe girmiş bağırsaklar görülebilmektedir. Eskiden tek tedavi yöntemi açık cerrahi olan invajinasyonda günümüzde farklı tedavi yöntemleri kullanılmaktadır. Özellikle erken tanı durumunda ve altta yatan başka hastalık olmadığında havayla redüksiyon yöntemi başarılı sonuçlar vermektedir. Bu yöntemde, ameliyathanede hafif bir anestezi ile skopi altında makattan özel bir sistem ile hava verilerek iç içe geçmiş bağırsaklar çözülür. Tecrübeli ellerde başarı oranı yüzde 90-95’leri bulmaktadır. Bu yöntem ile sonuç alınamayan vakalarda cerrahi girişim uygulanır. Tanı ve tedavi için geç kalınmış hastalarda, bağırsak kanlanması bozulabildiği için bağırsağın o bölümü çıkarılabilir.” diye konuştu.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder