Pek çok anne sırf anne sütüyle beslenen çocukların gelişmesinin ve büyümesinin mamayla beslenen çocuklara göre değişik olduğunu farkına varmaktadır.
Doktorların kullandığı çocuk gelişme ve büyüme kalıpları, mamayla beslenen çocukların gelişmesi takip edilerek oluşturulduğu için anne sütüyle beslenen çocuklara uygun değildir. Bu kalıplara bakarak bazı anneler çocuklarına sadece anne sütü vermektense gereksiz yere mama vermeye veya anne sütüyle beslemeyi tamamen kesip “yetişkin yemeklerine” yani ek gıdaya başlamaktadır. Bebeğin emdiği süt miktarının ölçülmesi ve sütün yeterli olup olmadığını nasıl anlamak gerektiği konusunda çoğunlukla bilgi olmadığı için bu yanlış davranışlar artmaktadır. Bebek 3- 4 aylık olana kadar anne vücudunda bebek için yeterli süt oluşmaya başlar. Bu yüzden de memeler eskisi gibi sertleşmez ve bazı anneler sütünün bittiğini düşünerek ek gıdalara başlar.
Doktorların kullandığı çocuk gelişme ve büyüme kalıpları, mamayla beslenen çocukların gelişmesi takip edilerek oluşturulduğu için anne sütüyle beslenen çocuklara uygun değildir. Bu kalıplara bakarak bazı anneler çocuklarına sadece anne sütü vermektense gereksiz yere mama vermeye veya anne sütüyle beslemeyi tamamen kesip “yetişkin yemeklerine” yani ek gıdaya başlamaktadır. Bebeğin emdiği süt miktarının ölçülmesi ve sütün yeterli olup olmadığını nasıl anlamak gerektiği konusunda çoğunlukla bilgi olmadığı için bu yanlış davranışlar artmaktadır. Bebek 3- 4 aylık olana kadar anne vücudunda bebek için yeterli süt oluşmaya başlar. Bu yüzden de memeler eskisi gibi sertleşmez ve bazı anneler sütünün bittiğini düşünerek ek gıdalara başlar.
Bu yazıda, anne sütüyle beslenen çocukların kilo alma özelliklerinden, anne sütünün bebeğin normal gelişmesi ve büyümesi için yeterli olup olmadığını nasıl anlamak gerektiğinden, annelerin sütün yetmediğini düşünerek yaptıkları yanlışlıklardan söz edeceğiz. Çoğu anne-baba için anne sütünün yeterli olduğunu gösteren işaret bebeğin kilo almasıdır. İlk 3-4 ayda bebeğin ağırlığı hızla artar, 5. ayda ise bebeğin kilo alma hızı azalır ve genelde anneler bu azalmaya hazır değildir. Anne sütünün yeterli olduğunu gösteren başka işaret yok ise (bunlardan daha sonra söz edeceğiz) anne bebeğinin bu kadar az kilo almasına üzülerek ek gıdaya başlamaya karar verir. Bundan dolayı ek gıdalara başlamak gerçek kilo kaybına yol açar. Sık-sık emzırmek yerıne anne az emzirip bebeğe mama ek olarak verıyorsa bu beslenme tarzı bebeğin kilo kaybına ve anne sütünün azalmasına yol açar Dahası anne sütünün azalması bebeğin besin kalitesini de düşürür. Dolayısıyla bebeğin beslenmesinde mama ve ek gıda kullanılmaya başlanması sonucunda anne umduğunun tam tersine bebeğin büyüme ve gelişmesine engel olmuş olur.
Bebeğin kaç gram aldığı ve boyunun kaç santim uzadığı genelde doktorun muayenehanesinde öğrenilmektedir, fakat anne sütünün yeterli olduğunu gösteren ve ne kadar sık emzirmek gerektiğini gösteren yöntemler vardır.
Bebeğin altıncı ayında ek gıdalara başlayıncaya kadar anne sütünün yeterli olduğunu gösteren işaretler: emzirme sıklığı, bebeğin çiş ve kaka yapma sıklığı, onun genel durumu ve keyifleridir.
İşeme sıklığının normları
Aşağıda gösterdiğimiz anne sütünün yeterli olduğunu gösteren işaret ve rakamlar bebeğin anne sütü dışında (su, mama, başka bir kişinin sütü) başka bir şeyle beslenmediği düşünülerek gerçeği yansıtan rakamlardır. Bebeğin ilk günlerde 1-2 çocuk bezi kirletmesi normaldir, o dönemde bebeğin çiş yaptığını fark edebilmek bile zordur. Annesinin sütü gelince (vücudunda süt oluşmaya başlayınca) bebek daha çok süt tüketmeye başlar, böylece daha çok çiş yapar, bezinin ağırlığı da artar.
Süt geldikten 4-5 gün sonra bebeğin 5-6 bez kirletmesi normaldir. 6 hafta sonra ise bebeğin kirlettiği bez miktarı 4-5’e düşebilir.
Günümüzde üretilen çocuk bezleri çok miktarda sıvı tutma özelliğine sahiptir, bunu unutmamak gerek, fakat markaya ve üretilen ülkeye göre bezlerin emme kalitesi de değişmektedir.
İlk günlerde bebeğin kaç defa çişini yaptığını takip edebilmek için her emzirmeden önce, aynı beze birkaç defa çiş yapmasını beklemeden bezini değiştirmek gerekir, çünkü normalde değiştirilen bez sayısıyla bebeğin yaptığı çiş sayısı aynı olmayabilir (bebek 1 beze 1 defa çişini yaptı anlamına gelmez, aynı beze birkaç defa yapmış olabilir). Bebeğin çişini yapıp yapmadığını anlamak zor ise bezin içine peçete koyabilirsiniz, böylece bebek çişini yaptığında peçete ıslanır ve anlamak kolay olur. Daha sıkı bir kontrol yapmak istiyorsanız birkaç gün gazlı bez veya kundak kullanılması tavsiye edilir. Bebeğin çişi açık sarı renkte, berrak ve kokusuz olmalıdır.
Kaka yapma normları
İlk günlerde yeni doğan bebeğin kakasının (mekoni) rengi çok koyu, siyaha yakındır. Yalnızca anne sütüyle beslenme durumunda bebeğin kaka rengi yavaşça yeşermeye başlar, 5. güne kadar sarı veya sarıya yakın yeşil olur, kokusuz, püre kıvamına gelir.
Kaka yapma normları
İlk günlerde yeni doğan bebeğin kakasının (mekoni) rengi çok koyu, siyaha yakındır. Yalnızca anne sütüyle beslenme durumunda bebeğin kaka rengi yavaşça yeşermeye başlar, 5. güne kadar sarı veya sarıya yakın yeşil olur, kokusuz, püre kıvamına gelir.
Kaka yapma sıklığının yine yalnızca anne sütüyle beslenme durumunda, günde 3-4 defa ve 2,5 cm büyüklüğünde olması normaldir. 6. haftadan sonra kaka yapma sıklığı günde 1 defaya, hatta birkaç günde 1 defaya düşebilir. Bu sıklık bebeğin iyi kilo alması şartıyla normaldir ve bazı çocuklar ek gıdayla tanışmaya başlayıncaya kadar kakasını bu sıklıkla yapar.
Bebeğin gelişme ve büyümesinin iyi olduğunu anlayabilmek için kilosunun artmasının yanında çiş ve kaka yapma sıklığının, boyunun uzamasının ve baş çevresinin büyümesinin de takip edilmesi gerekir. 0-1 yaş arası bebeğin ağırlığı bazen daha hızlı bazen ise (bebek hasta veya çok hareketliyse) daha yavaş artabilir. Bundan dolayi sadece bebeğin kilosu anne sütünün yeterli olup olmadığını göstermez.
Kilo alma ve büyüme
Bebeğin ilk haftalarda kilo alma özellikleriyle ilgili bilgiyi “Bebeğin ilk haftalarında beslenme” konusunda bulabilirsiniz. Biz 0-1 yaş döneminden söz edeceğiz.
Kilo alma ve büyüme
Bebeğin ilk haftalarda kilo alma özellikleriyle ilgili bilgiyi “Bebeğin ilk haftalarında beslenme” konusunda bulabilirsiniz. Biz 0-1 yaş döneminden söz edeceğiz.
Araştırmaların hastanede doğan çocukları takip ederek yapıldığına dikkatinizi çekmek isterim. Doğum yeri bebeğin sağlık durumuna, dolasıyla emzirme kalitesine de yansımaktadır. Anne ve çocuk doğumdan sonra bir süre hastanede kaldığı için annenin kafasında emzirme sıklığı ve uzunluğu ile ilgili bir takım alışkanlıklar oluşur. Genelde hastanede gerçekleşen doğum emzirmekle ilgili bir takım şablon davranışları tetiklemektedir. Bu davranışlar bebeğin büyüme ve gelişmesine yansımaktadır. Ayrıca araştırmaların çoğunda bebek acıktığında annenin onu hemen emzirip emzirmediği veya ne kadar süre emzirdiği açıklanmamaktadır. Bundan dolayı anne sütüyle beslenen çocukların büyüme kalıplarına ortalama olarak bakılmaktadır ve bu ortalamalar anne sütünün yeterli olup olmadığını gösteren işaretlerden birisi olarak dikkate alınmaktadır. Oysa bu kalıplar her çocuk için geçerli değildir.
Doğduktan sonraki birkaç gün içinde çocukların %5-7’ye hatta %10’a kadar kilo kaybı da norm olarak geçerlidir, fakat bu durumda emzirme sıklığına daha önem göstermek gerekir. Anne sütü oluşmaya başladıktan sonra bebekler kilo almaya başlar ve kilo alma takvimini en düşük kilodan takip etmek gereklidir. En düşük rakamlar hem 2. hem de 5. günde olabilir.
Anne sütüyle beslenen çocukların ilk 3-4 ayında ortalama kilo artışı yaklaşık 30 gr/gün’dür.
4. aydan sonra kilo artış hızı düşer ve 4-6 ay arasında günde 18 gram, 7-9 ayda günlük 12 gram ve 9-12 ayda günlük 9 gram norm olarak sayılır.
Bebeğin 0-12 ay arasında boyunun uzaması ve baş çevresinin büyümesi iyi gelişmesinin çok önemli işaretlerdir.
İlk 6 ayda bebeğin boyunun ortalama uzama hızı ayda 2,5 santimdir, baş çevresinin büyüme hızı ise ayda 64 mm’dir. Genelde anne sütüyle beslenen çocuğun kilosu 5-6 ayına kadar doğumdaki kilosunun 2 katına, 1 yaşına kadar da 2,5-3 katına çıkar, boyu %50, baş çevresi ise %33 oranında büyür.
Anne sütünün yetersiz oluşuna dair yanlış düşünceler
Bazen anneler memelerindeki değişikliklerden veya bebeğin hareketlerinin değişmesinden dolayı anne sütünün yeterli olmadığını düşünmeye başlar. Bu değişikliklerin sebeplerinden söz edelim.
“Bebek sık sık meme istiyor”: Bazen çocuk annesiyle temas kurmak için, bazen memeyi öylesine emmek için, bazen karnını doyurmak için meme ister. Açlıktan meme istediğinde güçlü bir şekilde emiyorsa, sık sık meme istemesi sütün yeterli olmadığını anlama gelmez.
Anne sütünün yetersiz oluşuna dair yanlış düşünceler
Bazen anneler memelerindeki değişikliklerden veya bebeğin hareketlerinin değişmesinden dolayı anne sütünün yeterli olmadığını düşünmeye başlar. Bu değişikliklerin sebeplerinden söz edelim.
“Bebek sık sık meme istiyor”: Bazen çocuk annesiyle temas kurmak için, bazen memeyi öylesine emmek için, bazen karnını doyurmak için meme ister. Açlıktan meme istediğinde güçlü bir şekilde emiyorsa, sık sık meme istemesi sütün yeterli olmadığını anlama gelmez.
“Bebek emdikten 1 saat sonra yine aç görünüyor”: Anne sütü mamadan daha çabuk hazmedildiği ve bebeğin az gelişmiş sindirim sistemini daha az zorladığı için anne sütüyle beslenen çocuğun daha sık beslenmeye ihtiyacı vardır.
“Bebek eskisine göre daha sık veya daha uzun emiyor”: Önceleri bebek 45-50 dakikada doyarken birden bire yalnızca 5-10 dakika emmeye başladıysa bebek büyümüş ve daha kısa zamanda daha fazla miktarda süt emerek daha hızlı doyuyor olabilir. Bu durumda bebeğin çiş, kaka yapma sıklığı ve kilo alması normal ise endişelenmeye gerek yoktur.
“Bebek huzursuz, ağlıyor, mızmızlanıyor”: Bebeklerin çoğu gün içinde huysuzlanır, hatta bu genelde her gün aynı saatte bile olabilir. Bazı bebekler daha çok bazıları ise daha az ağlar. Ağlamaların birçok sebebi olabilir, yani bebek sadece açlıktan değil başka bir şeyden de ağlayabilir. Ağlamanın sebebi ne olursa olsun bebeği sakinleştirmek için ona meme vermek en kolay ve en basit yöntemdir.
“Memeden, emzirilmediğinde, süt az akıyor veya hiç akmıyor”: Sütün akıp akmamasının annenin vücudunda oluşan süt miktarıyla hiç alakası yoktur. Doğumdan sonra veya ilk aylarda süt akıyor olabilir, zaman geçtikçe bu durum değişebilir.
“Anne memesi yumuşuyor”: Anne bebeğini sık sık emziriyor ise memesi sütle dolmaz ve sertleşmez, onun için hep yumuşak olur. Annenin vücudunda süt miktarı bebeğin ihtiyaçlarına göre oluştuğundan memeyi sertleştirecek süt fazlası da bulunmayabilir.
“Anne bebeğini emzirirken memeden süt geldiğini az hisseder veya hiç hissetmez”: Bazı anneler memeden süt geldiğini hissetmez ama bebeğe bakarak (bebekten yutma sesi geliyorsa) bunu anlayabilirler.
“Anne bebeğin emzirmeden önce ve sonra tartarak sütün yeterli olmadığına karar veriyor”: Ev tartısı genelde bebeğin ne kadar süt tükettiğini göstermez çünkü ayarı çok hassas değildir. Araştırmalara göre bebeğin sık sık tartılması gereksiz yere mama verilmesine ve bebeğin anne sütünden vazgeçmesine yol açmaktadır.
“Anne bebeğin emzirmeden önce ve sonra tartarak sütün yeterli olmadığına karar veriyor”: Ev tartısı genelde bebeğin ne kadar süt tükettiğini göstermez çünkü ayarı çok hassas değildir. Araştırmalara göre bebeğin sık sık tartılması gereksiz yere mama verilmesine ve bebeğin anne sütünden vazgeçmesine yol açmaktadır.
“Emzirmeden hemen sonra bebek iştahla biberon emiyor”: Çocuklar genelde tok oldukları halde biberon emebilir. Emmeye doğal olarak ihtiyaçları olduğu için ağızlarına giren herşeyi emmeye başlarlar. Bu durum bebeğin az süt tükettiğini göstermez.
“Anne sütünü sağamıyor”: Süt sağmak çok zor bir iştir. Onu doğru yapabilmek için çalışıp alışmak gerekir. Annenin sağdığı süt miktarı pratik yaptıkça ve sağma süresince “sütün gelmesini” sağlamayı öğrendikçe artar. Sağma kalitesi süt pompasının kalitesine de bağlıdır. Ancak sağılan süt miktarı annenin vücudunda oluşan süt miktarından çok farklıdır.
Ek besinler ve sıvı tüketimi
Bebeğin 1. yaşına kadar hayatındaki önemli olaylardan biri ek besinlere başlamasıdır. Bu dönemde “bebeğe anne sütü yetmiyor, anne sütü azaldı, bebeğin ek besinlere ihtiyacı var” düşünceleri çok yaygındır. Bundan dolayı bebeğin kilosunu artırmak amacıyla emzirme ihmal edilerek ek gıdaya başlanmaktadır. 0-1 yaş döneminde anne sütü bebeğin vitamin, mineral, protein, yağ, su v.s. ihtiyaçlarını karşılayan tek kaynaktır. 4-6. aylarında bebeğin kilo artışının yavaşlamasının doğal olduğunu ve ek gıdalara başlamak için sebep olmadığını bilmek gerekir. Bu dönemde önemli olan bebeğin ek gıdayla tanıştırılması değil, onun her istediğinde anne sütüyle beslenmesidir. Erken ek gıdaya başlama, özellikle anne sütü yerine verildiğinde, bebeğin besin kalitesini düşürürdür.
Ek besinler ve sıvı tüketimi
Bebeğin 1. yaşına kadar hayatındaki önemli olaylardan biri ek besinlere başlamasıdır. Bu dönemde “bebeğe anne sütü yetmiyor, anne sütü azaldı, bebeğin ek besinlere ihtiyacı var” düşünceleri çok yaygındır. Bundan dolayı bebeğin kilosunu artırmak amacıyla emzirme ihmal edilerek ek gıdaya başlanmaktadır. 0-1 yaş döneminde anne sütü bebeğin vitamin, mineral, protein, yağ, su v.s. ihtiyaçlarını karşılayan tek kaynaktır. 4-6. aylarında bebeğin kilo artışının yavaşlamasının doğal olduğunu ve ek gıdalara başlamak için sebep olmadığını bilmek gerekir. Bu dönemde önemli olan bebeğin ek gıdayla tanıştırılması değil, onun her istediğinde anne sütüyle beslenmesidir. Erken ek gıdaya başlama, özellikle anne sütü yerine verildiğinde, bebeğin besin kalitesini düşürürdür.
Bebeğin, sırf anne sütüyle beslendiği sürece, en az 6. aya kadar su, çay, komposto ve meyve sularına ihtiyacı yoktur. Anne sütü bebeğin sıvı ihtiyaçlarının tamamını karşılar. Ek besinlere başlandığında çocuğa fincanla su içirmek tavsiye edilir. Meyve sularını çocuğa vermeye gerek yoktur çünkü bunların besin yönünden faydası bulunmaz, sadece şeker kalorisi vardır. Bebeğin devamlı bol miktarda sıvı tüketmesi onun az kilo almasına sebep olabilir.
Ek besinlere başlandığında bebeğe önce anne sütü, sonra ek gıda vermek gerekir. Bu beslenme tarzının bebeğin 1 yaşına kadar uygulanması tavsiye edilir.
Ek besinlere başlandığında bebeğe önce anne sütü, sonra ek gıda vermek gerekir. Bu beslenme tarzının bebeğin 1 yaşına kadar uygulanması tavsiye edilir.
Öyleyse, bebek büyümesi ve gelişmesi için bütün gereken maddeleri anne sütünden alır ve yeni ek besinleri tatmış olur.
Ek gıdaya başlama zamanı her çocuk için aynı değildir. Verdiğiniz ek besini bebeğiniz reddediyorsa 1-2 hafta bekleyip çocuğunuza başka bir tat sunmanız tavsiye edilir. 6. aydan sonra bebeğe püre kıvamına getirilen besinler vermek gerekmez. Bu dönemde çocuklar elleriyle alması ve ıssırılması kolay olan yemek türlerini tercih ederler.
Unutmamak gereken tek şey, bebeğin bir yaşına kadar vitamin, mineral, yağ, protein v.s kaynağı anne sütüdür.
Anne sütüyle beslenen çocuğun uyku alışkanlıkları
Batı toplumlarında bebeğin 4. ayından itibaren gece boyunca uyuması ve günde 3-4 saatte bir beslenmesine dikkat edilir. Batı kültürünün dünyaya yayılmasından dolayı aynı yöntemler çocukların büyüme kuralları olarak diğer ülkelere de yayılmıştır. Bugünkü büyüme kalıpları, doğuştan mamayla beslenen ve anneleriyle birlikte yatmayan (ayrı odalarda yatan) çocuklar takip edilerek oluşturulmuş ve doğru olarak kabul edilmiştir. Bu kalıplarda yer alan batı ülkelerinin uyuma sistemi anne sütüyle beslenen çocuklar için uygun değildir. Genelde anne sütüyle beslenen çocuklar mamayla beslenen çocuklara göre daha sık meme ister, daha sık beslenir. Anne sütüyle beslenen çocuk hem gece hem gündüz uzun uyuyorsa annenin emzirme sıklıklarına önem vermesi gerekir.
Anne sütüyle beslenen çocuğun uyku alışkanlıkları
Batı toplumlarında bebeğin 4. ayından itibaren gece boyunca uyuması ve günde 3-4 saatte bir beslenmesine dikkat edilir. Batı kültürünün dünyaya yayılmasından dolayı aynı yöntemler çocukların büyüme kuralları olarak diğer ülkelere de yayılmıştır. Bugünkü büyüme kalıpları, doğuştan mamayla beslenen ve anneleriyle birlikte yatmayan (ayrı odalarda yatan) çocuklar takip edilerek oluşturulmuş ve doğru olarak kabul edilmiştir. Bu kalıplarda yer alan batı ülkelerinin uyuma sistemi anne sütüyle beslenen çocuklar için uygun değildir. Genelde anne sütüyle beslenen çocuklar mamayla beslenen çocuklara göre daha sık meme ister, daha sık beslenir. Anne sütüyle beslenen çocuk hem gece hem gündüz uzun uyuyorsa annenin emzirme sıklıklarına önem vermesi gerekir.
Doğumdan sonraki ilk 2-3 haftada bebek emmek için kendi uyanmıyorsa onu mutlaka uyandırmak gerekir. Bu dönemden sonra bebek uzun uyuyor ve az kilo alıyor ise gece uyandırmaya devam etmek gerekir. Anne, sütünün azaldığını fark ediyorsa emzirme sıklıklarının artırılması tavsiye edilir.
Anne sütüyle beslenen çocukların uyku alışkanlıkları nasıldır? Çocuklar farklı uyur, fakat genelde parça parça (aralıklarla) uyurlar, uyku süreleri büyüdükçe uzamaya başlar. Bebeğin günde 4-5 saat aralıksız uyuması normaldir. Çocuk uykusuyla ilgili araştırmalar mamayla beslenen çocuklar takip edilerek yapılmıştır. Bu yuzden anne sütüyle beslenen çocuğunuzun uyku düzenini anlayabilmek için bebeğinizi izlemeniz ve başka annelerle konuşmanız gerekir.
Normal doğumdan sonra, bebeğiniz sağlıklı ise ve onu anne sütüyle besliyorsanız, bebeğinizin uyuma şeklini (bebek nasıl uyuyorsa) normal olarak kabul etmeniz gerekir. Ayrıca emzirme sıklığı günde 10-12 defadan az olmamalıdır.
Normal doğumdan sonra, bebeğiniz sağlıklı ise ve onu anne sütüyle besliyorsanız, bebeğinizin uyuma şeklini (bebek nasıl uyuyorsa) normal olarak kabul etmeniz gerekir. Ayrıca emzirme sıklığı günde 10-12 defadan az olmamalıdır.
Anne sütüyle beslenen çocuklar hem gece hem gündüz emerler. Emzirme arasında oluşan uzun (5-6 saat) aralıklar memelerin sertleşmesine sebep olur. Bundan dolayı sütün oluşması azalır ve mastitise yol açabilir. Bebek için fazlasıyla süt dolu olan memeyi almak zordur.
Araştırmalara göre annenin çocuğuyla birlikte uyuması hem bebek hem anne için en iyisidir. Ayrı uyuma annenin uykusunun kalitesini ve uzunluğunu olumsuz etkiler. Ek besinlere başlanması uyku uzunluğuna ve derinliğine yansımaz. Araştırmalara göre ek gıdayla beslenmeye başlamış çocukla sırf anne sütüyle beslenen çocuk arasında uyku uzunlukları açısından hiç fark yoktur.
Çocukları uzun ve her istediklerinde emzirme alışkanlığı (geleneği) olan ülkelerde anne çocuğuyla birlikte uyur. Birlikte uyuma sorunsuz ve kolay emzirmenin yardımcısıdır. Anne sütüyle beslendiği için gece sık sık ve uzun süre emen çocuklarını sorunsuz bir şekilde emzirebilmek için ebeveynlerin hayatlarını, özellikle de uyku düzenini değiştirmek gerekebilir.
Anne sütüyle beslenen çocukların uyku ve hareketleriyle ilgili ebeveynlerin beklentileri ne kadar gerçekçiyse hayatları a o kadar rahat ve sınırsız olur. Bebeğin uyanmasına hazır olan anne baba hiç rahatsiz olmaz.
Batı kültüründe bebek uykusuyla ilgili çok fazla kitap olduğu düşünüldüğünde çocuklarda uyku önemli problemlerden biridir. Batı ülkelerinde mamayla beslenme çok yaygın ve standart bir davranış olarak görülmektedir. Bebeğin uykusuyla ilgili yaygın olan beklenti ve normlar sadece ebeveynlerin isteklerinin yansımasıdır, ebeveynler böyle olmasını isterler, bu yüzden de belirli kalıplar oluştururlar. Ebeveynler çocukların gece boyunca aralıksız bir şekilde ve ayrı odada uyumalarını isterler. Bugünkü doktorlar bu kalıplardan vazgeçmektedirler, çünkü araştırmalara göre ayrı odada uyuma ve mamayla beslenme ani beşik ölümü sebeplerinden biridir. Bebek ebeveynlerin istediği gibi uyumuyorsa ebeveynlerin sinirlenmesi ve gerginlik hissetmesi doğaldır. Böylesine yanlış bir mantığı değiştirmek için ebeveynlerin çok çaba göstermesi gerekir. Bebeğe bakış ve beklenti konusunda rahatlık sağlayacak davranışları başka ebeveynlerden öğrenmek ve bunları uygulamaya çalışmak gerekir.
Sonuç
Bebeklerle ilgili eski olan bilgi ve veriler hala çok yaygındır. Son zamanlarda DSÖ ve Unicef tarafından yeni sistemler uygulanmaktadır. Bu konuda doktor ve hemşirelerin devamlı eğitim aldıkları için zamanla anne sütüyle besleyen çocukların standart ve gerçek olan ihtiyaçların arasında farkı azalır.
Batı kültüründe bebek uykusuyla ilgili çok fazla kitap olduğu düşünüldüğünde çocuklarda uyku önemli problemlerden biridir. Batı ülkelerinde mamayla beslenme çok yaygın ve standart bir davranış olarak görülmektedir. Bebeğin uykusuyla ilgili yaygın olan beklenti ve normlar sadece ebeveynlerin isteklerinin yansımasıdır, ebeveynler böyle olmasını isterler, bu yüzden de belirli kalıplar oluştururlar. Ebeveynler çocukların gece boyunca aralıksız bir şekilde ve ayrı odada uyumalarını isterler. Bugünkü doktorlar bu kalıplardan vazgeçmektedirler, çünkü araştırmalara göre ayrı odada uyuma ve mamayla beslenme ani beşik ölümü sebeplerinden biridir. Bebek ebeveynlerin istediği gibi uyumuyorsa ebeveynlerin sinirlenmesi ve gerginlik hissetmesi doğaldır. Böylesine yanlış bir mantığı değiştirmek için ebeveynlerin çok çaba göstermesi gerekir. Bebeğe bakış ve beklenti konusunda rahatlık sağlayacak davranışları başka ebeveynlerden öğrenmek ve bunları uygulamaya çalışmak gerekir.
Sonuç
Bebeklerle ilgili eski olan bilgi ve veriler hala çok yaygındır. Son zamanlarda DSÖ ve Unicef tarafından yeni sistemler uygulanmaktadır. Bu konuda doktor ve hemşirelerin devamlı eğitim aldıkları için zamanla anne sütüyle besleyen çocukların standart ve gerçek olan ihtiyaçların arasında farkı azalır.
Ek gıdaya başlanması, anne sütüne ek olarak mama verilmesi, bebeğin gece beslenme tarzının değiştirilmesi ile ilgili çocuk doktorunuzun tavsiyeleri DSÖ’nün tavsiyelerinden farklı ise, DSÖ’nün son araştırma ve tavsiyeleri konusunda doktorunuzla konuşmanız gerekir. Ayrıca söz konusu olan çocuğun mamayla beslenen değil, anne sütüyle beslenen bir çocuk olduğuna dikkat çekmeyi de unutmamalısınız. Ebeveyn ile doktor arasında sağlanacak anlayışlı diyalog, bebeğinizin özelliklerini keşfedip onun ihtiyaçlarını doğru bir şekilde karşılamanıza yardımcı olacaktır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder