19 Mart 2015 Perşembe

Bebek telsizleri sağlık açısından tehlikeli mi?

Bu yazıyı “Paranoyak Anne” başlığı altında başlayıp taslaklara atmışım. Yazıya başladığım gün bu linkteki makaleyi okuduğum ilk gündü. O gün “Hadi toplanın Mikronezya’daki adalardan birine taşınıyoruz. Aman orada da ozon ince. Uff” diye saçımı başımı yolduğum bir gündü. Keza pek yakınlardaki devlet okulunun bacasına yerel bir cep telefonu şirketinin baz istasyonlarının bağlanmış olduğunu görmüş, okul aile birliği toplantısında “Oooo! senede $24bin gelecek” şakşaklarının arkasından sorduğum, “e bunun çocukların sağlığı üstün etkilerini araştırdınız mı?” soruma da “Aksi sağlam delillerle ispat edilene kadar bizim için gayet sağlıklıdır. Ha evdeki cep telefonunuzun yaydığı radyasyon ha bu!” cevabını alıp, Allah’a emanet diyerek olay mahallini terketmiştim.
Çocuğum o okula gitmiyor (o yüzden pek carlama durumum da olmadı) ama gelecek senelerde gitme ihtimali yüksek. Bir taraftan bir devlet okulu için şu ekonomide senede $24k nın çok sağlam para olduğu aşikar. Ve de acı gerçeklere bakarsak, o okula takılmasaydı, o baz istasyonu yakındaki başka bir yüksek yere takılacaktı. Keza bana söylenilen bir örnekte daha evvel bir okulun okul aile birlikleri bu teklifleri geri çevirmişler ve hemen yakınındaki hastane üstüne atlamış. Öte taraftan internette tüm baz istasyonlarını ve radyo vericilerini görebildiğiniz bir websitesi var ve önüm arkam sağım solum sobe. Açıkcası durum nazik bir tabirle iki ucu keskin kılıç.
Neyse sadede gelip, bebek telsizinin bebek sağlığı üzerindeki etkisi konusuna geri dönelim. Ben bu bebek telsizleri işini vakti zamanında detaylıca araştırıp radyo frekansı ile çalışan telsizlerin bir radyodan daha tehlikeli olmayacağını okuyup bu konuyu rafa kaldırmıştım.
Ta ki bu yazıyı okuyuncaya dek. İngilizce bilenler yazıyı dikkatle okusunlar. Bilmeyenlere söyle özet verebilirim. Evinizde radyasyon yayan tüm aletleri tek tek yorumluyorlar ve bebek telsizine gelince diyor ki:
Ben beynimden vurulmuşa döndüm. Bu kaçıncı son dakika golü? dedim. Tam Kıpırcan biberonu bıraktı, BPA teranesi çıktı. BPAsız biberonlar satışa çıktı. Bizimki 1.5 sene normal plastikten içti. Tam 2 yaşına kadar Kıpırcan’a sütten daha fazla DHA, vitamin vs var diye süt yerine devam maması içirdik, normal süte geçtik. Devam mamalarında önce eser miktar silikon, ardından bebekler sevsin diye fazla şeker çıktı. Allahtan Kımılnaz m.e.meden başka birşey almadı da içim rahat idare ettik. Benden aldığı süt bitince de direk organik inek sütüne geçtik.
Kıpırcan’da 5 sene, Kımılnaz’da 3 sene kullan telsizleri. Sonra gel tam odaları birleştirip de, telsizi tutsak mı, kaldırsak mı diye münazara ederken bunu oku.
Bunun üstüne daha evvel şu yazımda yazdığım gibi eşim Utah Üniversitesine “nedir bu araştırmanın özü” diye e-mail attı ve şu cevap geldi (Orijinali en altta):
Emin değilim ama Dr. Carpenter tarafından referans gösterilen çalışmanın Elektrik ve Bilgisayar Mühendisliği bölümünden Dr. Om Gandhi’ye ait olduğuna inanıyorum. Çalışmayı ekte gönderiyorum. Esas nokta, radyo frekans alanı kuvvetinin çocuklarda yetişkinlerden daha fazla olmasıdır, çünkü, tabi ki çocuklar daha ufaktır.
Bu konularda bilimsel prensipleri yakından takip eden bir nörolog uzmanı ve mühendis olarak, endişelenmeniz gereken hiçbirşey olmadığına eminim. Linkini gönderdiğiniz makale, bana göre, panik yaratan ve bilimin bakış açısını temsil etmeyen bir örnektir. Seneler süren çalışamalara yığınla veriye dayanarak elde edilen en iyi bilim, yüksek gerilim hattı, cep telefonu ve bebek telsizlerinin sağlık üzerinde ölçülebilir bir etkisi olmadığını gösteriyor. Örneğin Amerika’nın en prestijli bilim birimi olan Ulusal Araştırma Konseyi, Dr. Carpenter gibi insanların öne sürdüğü yüksek gerilim hatlarının sağlık problemlerine yol açtığı iddialarını çürüten büyük bir çalışma yaptı.
Hatta size endişelenmemeniz için daha iyi bir sebep daha gösterebilirim. Bebek telsizlerindeki fikir ayrılığı aslında DECT denilen dijital bebek telsizleri ve yüksek frekansta (1GHz ve üstü) radyo dalgası yayan benzer aletlere dayanır. Sizin telsiziniz 49 MHz’te çalışır ve bu FM radyo alanından bile daha düşük bir frekanstır. Bu iki açıdan çok önemlidir. Öncelikle, EM radyasyonunun yıkıcı gücü frekans arttıkça artar. Röntgen gibi gerçekten radyasyonu tehlikeli olan frekanslar sizin telsizinkinden trilyon kat daha fazladır. İkincisi, telsiziniz radyo frekansı kullandığı için FCC tarafından çok düşük güçle sınırlandırılmıştır. Bu sizin monitörünüzün, DECT monitörlerle ve cep telefonları ile karşılaştırıldığında daha güvenli olduğu anlamına gelmektedir.
Umarım bu mesaj endişelerinizi yatıştırır. Gerçekten, bebek telsizlerinin bebeğinize yerel radyo istasyonlarından daha fazla tehlike arzetmediğine inanıyorum.“
Özetle benim anladığım:
1. Analog telsizlerden şaşmayın.
2. Telsizi kullanacaksanız bebeğinizden, özellikle kafasından çok uzağa ve hatta belki önüne birşey gelecek şekilde koyun.
3. Telsizi düşünene kadar cep telefonu var, radyo istasyonu var, televizyonu var. Yanmışız zaten.
Sonuçta farklı kattayken telsiz kullanmaya devam ediyoruz. Odalarımız karşılıklı, geceleri kapıları açık bırakıyoruz. Telsiz odanın yatağa ters köşesinde tahta kütüphanenin arkasında.
Bu bilgilerin ve daha birçok güvenlik konusunun peşinde bir dedektif gibi koşturduğu için eşime teşekkürlerimi sunuyorum.
Sağlıcakla ve sağlıklı kalın.

PA 330 en iyi dizi, kristal netliğinde ses ve ECO-DECT modu seçenekleri
ile temel bir DECT bebek telsizi. DECT teknolojisi; Sorunsuz, kristal
netliğinde ses ve güvenilir bağlantı Kanal seçimi Otomatik kanal
seçimi ve otomatik kanal anahtarı ise tespit edilen herhangi bir
girişim Bağlantı fonksiyonları: Permanet veya VOX modu, ECO-DECT modu:
otomatik azaltılması, mesafeye bağlı olarak iletim gücü.


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder